Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Öne Çıkanlar Nahıl – Ahu’nun Yeni Yolculuğu sergisi İstanbul'da

        Londra ve İstanbul merkezli koleksiyonluk tasarım stüdyosu Ahu’nun kurucuları Eda Akaltun

        ve Mevce Çıracı, Türkiye’nin köklü kültürel mirası ve zanaat geleneklerinden ilham alarak bu

        değerleri çağdaş bir bakışla yeniden yorumluyor.

        “Nahıl – Ahu’nun Yeni Yolculuğu: Nesne, Mekan ve Ritüel Üzerine" sergisi sadece bir nesneler bütünü değil; kültürel bir jest, görsel bir anlatı ve güncel bir ritüel olarak tasarlanmış. Kurucuların görsel sanatlar ve ürün tasarımı alanlarında biriktirdikleri deneyimler, eserlerin estetik ve işlevsel gücünü belirliyor.

        Türkiye'nin zanaat kültürünü çağdaş bir dille yorumlayan Ahu, geçmişin mirasını geleceğe

        taşıyan tasarımlar üretiyor. Her obje, yalnızca heykelsi bir form değil, aynı zamanda gündelik

        yaşamla sembolik bağlar kuran bir anlatıcı.

        Projenin merkezinde yer alan nahıl — Osmanlı kutlamalarını ve şenliklerini bir zamanlar canlandıran törensel, ağaç benzeri yapılar. Balmumu figürleri, yapraklar ve yaldızlı süslerle bezeli konik yorumuyla nahıl, bolluğu ve ihtişamı simgeleyen bir obje olmanın ötesinde, Osmanlı zanaatkârlığının en teatral ve görkemli ifadesini ortaya koyar.

        Levni gibi saray nakkaşlarının resmettiği Sûrname minyatürlerinde ve Evliya Çelebi’nin kayıtlarında geçen bu geçici ağaçları, bugün büyük ölçüde kaybolmuş olsalar da, hâlâ ortak belleğimizin ve hayal gücümüzün güçlü bir simgesi olarak varlığını sürdürüyor. Nahılların hikayesi, zanaat kültürünün en canlı yansımalarından biri olarak, koleksiyon için hem güçlü hem de ilham verici bir kaynak oluşturuyor.

        Ahu, bu mirası çağdaş tasarım objelerine dönüştürüyor: totemik ahşap dolaplar, marküteri

        masalar, floral geometrilerle işlenmiş oturma birimleri ve bu motifleri yansıtan halılar. Her

        parça, geleneksel mobilyadan öte, süsleme, form ve malzemeyi bir araya getirerek güncel bir

        mitoloji yaratıyor.

        REKLAM

        Koleksiyon, İstanbul’un üçüncü kuşak zanaatkârlarıyla işbirliği içinde üretildi. Ahşap oymacılığı, marküteri, taş işçiliği ve nakış gibi nadiren uygulanan teknikler çağdaş bir yorumla hayat buluyor. Suzani tekstillerinin görsel gelenekleri ve ebru sanatının organik akışı, parçaların yüzeylerinde yaşayan desenler olarak kendini gösteriyor. Ritüel, zanaat kültürü ve koleksiyonluk tasarımın buluştuğu bu eserler, yüzyıllık Türk zanaatkârlığını güncel ve cesur heykelsi nesnelere dönüştürüyor.

        Sergi, İstanbul’un en eski hamamlarından biri olan 15. yüzyıldan kalma Küçük Mustafa Paşa

        Hamamı’nda yer alıyor. Gem Alf’ın sergi tasarımı ise eserleri, mimariyle atmosferin iç içe

        geçtiği bir koreografi içinde konumlandırıyor.

        Ziyaretçiler, hamamın arınma ve toplanma ritüelini andıran bir kurguda, kubbeli salonlardan

        samimi odalara geçerken koleksiyonu anlatısal varlıklar olarak deneyimliyor. Burada yankılar,

        taş ve ışık; nahılın simgesel gücünü derinleştirerek sergiyi bir içsel keşif ve yenilenme

        deneyimine dönüştürüyor.

        ‘Nahıl – Ahu’nun Yeni Yolculuğu: Nesne, Mekân ve Ritüel Üzerine, Ahu’nun tasarım vizyonunun kültürel bir süreklilik olarak yaşadığının kanıtı. Zanaatı koruyan, ritüeli yeniden yorumlayan ve dekoratif unsurları kalıcı bir güç olarak çerçeveleyen koleksiyon, hem bir kutlama hem de bir meydan okuma niteliğinde. Gelenekle köklü bir bağ kurarken güncel bir duruş sergiliyor ve İstanbul’dan yükselen koleksiyonluk tasarımın küresel sahnede kendine güçlü bir yer edinebileceğini gösteriyor.

        Sergi 8-16 Kasım tarihleri arasında Küçük Mustafa Paşa Hamamı’nda izlenebilir.

        ÖNERİLEN VİDEO
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa