Şehid olan askerler için yas ilân edilmesi geleneğimizde yoktur!
Hava Kuvvetlerimize ait C-130 tipi askerî kargo uçağının Gürcistan üzerinde düşmesi ve uçaktaki 20 kahramanın hayatını kaybetmesi yürekleri dağladı...
Kazanın ardından bazı siyasîler, ulusal yas ilân edilmesini talep ettiler. CHP lideri Özgür Özel, dün şehidlerimize rahmet ve milletimize başsağlığı diledikten sonra, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan yetkisini kullanmasını ve üç günlük millî yas ilân etmesini istedi. Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan ise kendi başına yas ilân etti ve şayet söylendiği gibi başta belediye binaları olmak üzere birçok mekândaki bayrakları yarıya indirtti ise bu konuda sadece Cumhurbaşkanı’na yetki veren 2893 sayılı “Türk Bayrağı Kanunu”nun 4. maddesine aykırı davranarak suç işledi.
Türkiye’de daha önce hangi olayların ardından yas ilân edildiğini bilirseniz, C-130 kazasından sonra yas ilânı isteyenlerin bu talebi hiç düşünmeden ve alelâcele gündeme getirdiklerini farkedersiniz...
Cumhuriyet tarihimizde şehadet ile neticelenen dünya kadar acı hadise vardır, bu hadiselerde nice canlılar gitmiş ama hiçbirinde yas ilân edilmemiştir! Zira, şehâdet dinî inançlar doğrultusunda ulaşılabilecek en yüksek makamdır ve bu makama yükselenlerin ardından matem tutulmaz. Ateş gerçi düştüğü yeri yakar, dolayısı ile giden canlar için üzülmek, gözyaşı dökmek ve hattâ perişan olmak gayet tabiî, insanî bir histir ama geleneğimizde askerî şehidler için matem mevcut değildir. Kur’an-ı Kerim “şehidlerin diri olduklarını” söyler, meselâ Bakara Suresi’nin 154. âyetinde “Allah yolunda öldürülenlere ‘Ölüler’ demeyin, zira onlar diridirler, fakat siz farkında değilsiniz” denmektedir. Şehidler daha başka ayetler ile hadislerde yüceltilir, şehid cenazelerinde sık sık işittiğimiz “şehid babası veya annesi olmakla iftihar etmenin” temelinde de bu inanç yatmaktadır ve işte bu yüzden askerlerin şehâdeti ile neticelenen hadiselerin ardından matem ilân edilmesi âdeti geleneğimizde yoktur.
Bu yazıyı yazmadan önce, Cumhuriyet tarihimiz boyunca ilân edilen matemlerin bir listesini çıkartmaya çalıştım: Devlet defalarca yas ilân etmişti, 2000’lerden itibaren yas sıklığında artış vardı ama askerlerimizin şehid düştüğü hadiselerin ardından hiçbir yas ilânı gelmemişti.
Cumhuriyet döneminde ilân edilen yaslar, daha doğrusu “millî matemler”, tespit edebildiğim kadarı şunlardan ibaret:
* 10 Kasım 1938: Atatürk’ün vefatı.
* 25 Aralık 1973: İsmet İnönü’nün vefatı.
* 3 Haziran 1989: Ayetullah Humeyni’nin vefatı.
* 17 Nisan 1993 Turgut Özal’ın vefatı.
* 11 Eylül 2001: New York’ta İkiz Kuleler saldırısı.
* 2 Nisan 2005: Papa İkinci Jean Paul’un vefatı.
* 13 Nisan 2010: Polonya’da Cumhurbaşkanı Lech Kaczynski’nin de hayatını kaybettiği uçak kazası.
* 11 Mart 2011: Japonya’da Tohoku depremi.
* 13 Ocak 2012: Rauf Denktaş’ın vefatı.
* 13 Mayıs 2014: Soma maden faciası.
* 8 Temmuz 2014: İsrail’in Gazze’de 1800’den fazla Filistinli’yi katletmesi.
* 17 Aralık 2014: Pakistan’ın Peşaver kentindeki okul saldırısı.
* 24 Ocak 2015: Suudi Kralı Abdullah bin Abdülaziz el Suud’un vefatı.
* 17 Haziran 2015: Süleyman Demirel’in vefatı.
* 10 Ekim 2015: Ankara Garı’nda yaşanan terör saldırısı.
* 28 Haziran 2016: İstanbul’da Atatürk Havalimanı saldırısı.
* 10 Aralık 2016: Dolmabahçe’deki polis noktasına saldırı.
* 24 Kasım 2017: Mısır’daki Sina Camii’ne saldırı.
* 15 Mayıs 2018: Filistinliler’in sınır protestolarında hayatlarını kaybetmeleri.
* 6 Şubat 2023: Kahramanmaraş depremi.
* 18 Ekim 2023: İsrail’in Gazze’de sivil hastahaneye saldırısı.
* 21 Mayıs 2024: İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin helikopter kazasında vefatı.
* 31 Temmuz 2024: Hamas’ın liderlerinden İsmail Haniye’nin katledilmesi.
* 22 Ocak 2025: Kartalkaya faciası.
Listeyi gözden geçirenler hemen fark edeceklerdir: Cumhuriyet tarihimiz boyunca çok sayıda askerimizin şehid düştüğü felâketlerin, meselâ 4 Nisan 1953’te Çanakkale’de batan ve 81 denizcimizin can verdiği Dumlupınar denizaltısı faciasının, 1 Şubat 1992’de Şırnak’ta meydana gelen ve 65 asker ile 30 vatandaşımızın şehid olduğu çığ felâketinden ve PKK’nın Bingöl’de 24 Mayıs 1993’te silâhsız 33 erimizi şehid etmesinden sonra da yas ilân edilmemiştir; yani askerî faciaların ardından matem yapmak âdetimiz değildir.
Türkiye’de aklına geleni hemen söyleyen değil; geçmişimizi ve geleneklerimizi bilen ve düşündükten sonra konuşan politikacılara ihtiyaç var.
- 1
Suriyeliler'i Harp Okulları'na almayalım da İsrail yahut Yunanistan mı yetiştirsin? - 2
Cumhuriyet'in ilânının 102. yıldönümünde bir akademik cehalet ve ilmî sefalet örneği - 3
Suriye, neredeyse bir asırdan bu yana kutladığı Osmanlı düşmanlığı bayramını iptal etti! - 4
Niyazi Bey - 5
Ruhban Okulu korkusu - 6
Cumhuriyet'ten iki önceki devletimiz olan Anadolu Selçukluları'nın kültür mirası, ilk kez Külliye'de sergileniyor - 7
Zulüm yönetmeliği - 8
Özgür Bey'in Sinop konuşması, dünya siyasî mizah şâheseridir! - 9
Bu da benim deprem tahminim! - 10
Ekümenik paranoya