Törende, bir konuşma yapan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, sözlerine; "Bugün burada, Türk sanat müziğinin efsanevi sesi, gönüllerimizde taht kurmuş büyük bir sanatçıyı Muazzez Abacı’yı sonsuzluğa uğurlamak için bir aradayız” diyerek başladı. Ersoy, güçlü sesi ve kendine özgü yorumuyla Muazzez Abacı’nın her şarkıyı bir duygu seline dönüştürdüğünü vurgulayarak sanatçının sanat anlayışı ve sahneye taşıdığı zarafetiyle adını müziğimizin altın sayfalarına yazdırdığını kaydetti.
Muazzez Abacı’nın, Tük sanat müziğinin en özel eserlerini yorumlarken her notada, her kelimede kalplerimize dokunduğunu belirten Mehmet Nuri Ersoy şunları söyledi; "Sayın Abacı, 1998’de Devlet Sanatçısı ünvanını da kazanmıştı. Ancak şarkılarıyla her kuşaktan insanın gönlünde taht kurarak en kıymetli ünvanı aldı ve Halkın Sanatçısı gönüllerde yer edindi. O’nun şarkılarında kendi hikâyesini buldu. Bu yüzden Muazzez Abacı, sadece bir sanatçı değil; bir kültürel miras, bir duygu köprüsü, bir müzik abidesi olarak kalacaktır.”
Hayata gözlerini yumduğu gün aynı zamanda Muazzez Abacı’nın doğum günü olduğunu hatırlatan Mehmet Nuri Ersoy, Abacı’nın ilk adının da Hicran olduğunu sözlerine ekledi ve “Bugün kıymetli sanatçımızın geride bıraktığı derin hüzün, onun adıyla özdeşleşen bir vedaya dönüştü” dedi.
Muazzez Abacı’nın sesinin, sahneye adım attığı ilk andan bu yana olduğu gibi, Türkiye’nin dört bir yanında yankılanmaya devam edeceğini ifade eden Mehmet Nuri Ersoy, gerçek sanatçıların sevenlerinin gönüllerinde ilelebet yaşadıklarını söyledi.
Kültür ve sanat dünyamızın O’nun ardından büyük bir boşluk hissedeceğini belirten Mehmet Nuri Ersoy, Muazzez Abacı’nın eserlerinin, genç sanatçılara ilham veren bir meşale olmaya devam edeceğini vurguladı.
Mehmet Nuri Ersoy, sözlerini şöyle tamamladı; "Bu vesileyle, Türk müziğine ömrünü adamış büyük sanatçımız Muazzez Abacı’ya Allah’tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve tüm sanat camiamıza sabır diliyorum. Ruhu şad, mekânı cennet olsun…"